6284 Sayılı Kanun, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun adıyla 8 Mart 2012 tarihinde kabul edilmiş ve 5624 Sayılı Kanun’un yürürlükten kaldırılması ile birlikte yürürlüğe girmiştir.
6284 Sayılı Kanun, Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir dönüm noktasıdır. Bu Kanun, kadına karşı şiddeti suç sayan ve koruyucu önlemler alınmasını sağlayan bir mevzuat olup, kadınların şiddetle mücadelesine önemli bir yasal araç sağlamıştır. Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte kadınlar, daha güvende hissetmeye başlamış ve şiddetle mücadelede devletin güçlü bir desteği olduğunu görmüştür.
6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi
“Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” ve “İstanbul Sözleşmesi” kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda Türkiye’de yürürlükte olan iki önemli yasal düzenlemedir.
İstanbul Sözleşmesi, “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olarak da bilinmektedir. Türkiye, 2011 yılında İstanbul’da düzenlenen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısında, sözleşmeye imza atmış ve 2012 yılında da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması, faillerin cezalandırılması ve şiddetle mücadele konularında kapsamlı bir uluslararası yasal düzenlemedir.
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ise, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesi için 2012 yılında yürürlüğe girmiştir. Kanun, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, şiddete maruz kalan kadınların korunması ve şiddet uygulayanların cezalandırılması için birçok önlem öngörmektedir.
İstanbul Sözleşmesi ve Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun birbirlerini tamamlayıcı niteliktedir. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda uluslararası standartları belirlemekte ve bu konuda ülkeleri yükümlülük altına sokmaktadır. “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” ise, bu yükümlülükleri yerine getirmek için Türkiye’de alınan yasal düzenlemeler arasındadır. Her iki düzenleme de, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir rol oynamaktadır.
6284 Sayılı Kanun’un Amacı
Kanun’un en önemli amacı, kadına karşı şiddetin önlenmesidir. Bu kapsamda, Kanun, kadına yönelik şiddeti suç saymakta ve bu suçların önlenmesi, faillerin cezalandırılması ve mağdurların korunması için çeşitli önlemler öngörmektedir. Bu önlemler arasında, şiddet mağdurlarının koruma altına alınması, mağdurlara acil durumlarda barınma imkanı sağlanması, şiddet uygulayanların evden uzaklaştırılması, elektronik kelepçe uygulanması, yargılamanın hızlandırılması ve mağdurlara psikolojik destek verilmesi gibi tedbirler bulunmaktadır.
Ayrıca Kanun, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için toplumsal farkındalığın artırılmasını da hedeflemektedir. Bu kapsamda, Kanun, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, medya ve diğer paydaşların katılımıyla çeşitli eğitim, bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürütülmesini öngörmektedir.
6284 Sayılı Kanun’un Önemi
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, kadınların şiddete karşı korunması, aile içi şiddetin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından büyük bir öneme sahiptir. Kanun’un uygulanması, kadınların yaşam haklarının korunmasına, şiddete maruz kalmış kadınların korunmasına ve insan haklarına saygı gösterilmesine yönelik önemli bir adım olarak kabul edilmektedir.
6284 Sayılı Kanun’un Kaldırılması Nelere Yol Açar?
Kadına yönelik şiddet toplumsal bir sorun olup, hayatı tehdit eden bir suçtur. Kanun’un kaldırılması, kadınların şiddete maruz kalması ve bunun sonucu olarak oluşabilecek fiziksel, psikolojik ve ekonomik zararların artmasına yol açabilir. Ayrıca, kadınların şiddete maruz kaldıklarında haklarını aramaları ve adaletin sağlanması zorlaşabilir.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, toplumsal yönü nedeniyle, sadece bir kanunun varlığına bağlı değildir. Ancak bir kanunun varlığı, kadınların şiddetle mücadelesinde destekleyici bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un kaldırılması, kadınların şiddete karşı korunması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından olumsuz sonuçlara yol açabilir.
Kanun, sadece kadınların değil, aile bireylerinin genel olarak şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmalarının da önlenmesine yöneliktir. Bu nedenle Kanun’un kaldırılması, aile içi şiddet ve ayrımcılıkla mücadelede de olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Ayrıca, Türkiye’nin uluslararası sözleşmelerle de bağlı olduğu kadın hakları ve insan hakları normları, kadına karşı şiddetle mücadeleye ilişkin yasal bir düzenlemeyi gerektirmektedir. Bu nedenle, kanunun kaldırılması, Türkiye’nin uluslararası hukuk ve insan hakları standartlarına uygunluğunu da etkileyebilir.
Kaynakça:
https://istanbulsozlesmesi.org/
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/20120320-16.htm