7. Yargı Paketi olarak bilinen 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 05.04.2023 tarih ve 32154 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu torba yasa; İcra ve İflas Kanunundan Türk Ceza Kanununa, ceza muhakemeleri usulünden infaz rejimine, avukatlıktan noterliğe, adli yardımdan arabuluculuğa kadar birçok önemli düzenleme içermektedir.
7. Yargı Paketi kapsamında yapılan usul ve esasa yönelik değişiklikler sayesinde Türk mahkemelerindeki yargılama standartlarının yükseltilmesi, sorunlu birtakım konu ve uygulamaların düzenleme altına alınması amaçlanmıştır.
7. Yargı Paketi ile getirilen başlıca düzenlemeler şu şekildedir:
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan değişiklikler nelerdir?
7. Yargı Paketi kapsamında yapılan en büyük düzenlemelerden bir tanesi, konutta haciz için hâkim kararı şartı getirilmesidir. İcra ve İflas Kanunu’na eklenen “Konutta Haciz” başlıklı 79/a maddesi uyarınca; icra müdürü tarafından verilen konutta haciz kararı, tevdi tarihinden itibaren en geç 3 gün içinde dosya üzerinden karar vermek üzere icra mahkemesinin onayına sunulacaktır. İhtiyatı haciz kararları ile düzenlemenin yürürlüğe girdiği 05.04.2023 tarihinden önce verilen konutta haciz kararları ise düzenlemeden hariç tutulmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’nun “Haczi Caiz Olmayan Mallar ve Haklar” başlıklı 82. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireylerine ait kişisel eşyalar ve ailenin ortak kullanımına hizmet eden tüm ev eşyaları, haczedilemeyecek mallar arasına alınmıştır. Böylelikle hangi ev eşyalarının haczedilip hangilerinin haczedilemeyeceği noktasında yaşanan tartışmaların önüne geçilmek amaçlanmış ve haciz hususundaki kapsam daha da daraltılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun “Taşınız ve Taşınmaz Malların Haczi” başlıklı 85. maddesine eklenen cümle neticesinde, icra takibine konu alacağa yetecek miktarı aşacak şekilde (taşkın) haciz yapılamayacağı açıkça ifade edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’na, “Muhafazasına Gerek Kalmayan Malların Tasfiyesi” başlıklı 88/a maddesi eklenmiştir. Ayrıca Geçici 20. Madde çerçevesinde, üzerine konulmuş haciz kalktığı halde yediemin depolarında bekletilen malların daha etkin bir şekilde tasfiyesini sağlamak üzere düzenleme yapılmıştır.
2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikler nelerdir?
7. Yargı Paketi ile Kanunun 20. maddesine eklenen üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralar çerçevesinde; uyuşturucu maddelerin kesin olarak raporları alındıktan sonra yönetmelikte belirlenen usule uygun alınacak örneklerin saklanması kaydıyla müsaderesine sulh ceza hâkimliğince soruşturmanın her safhasında karar verileceği düzenlenmiştir. Ayrıca müsaderesine karar verilen uyuşturucu maddelerin, gereği yapılmak üzere mühürlü olarak mahalli mülki amirliğe teslim edileceği; örnek olarak alınan uyuşturucu maddelerin hükümle birlikte müsadere edileceği ve fakat hükmün kesinleşmesinden sonra mahalli mülki amirliğe teslim edileceği düzenlenmiştir.
Kanuna eklenen Geçici 2. Madde ile torba yasanın yürürlüğe girdiği 05.04.2023 tarihinden önce el konulmuş uyuşturucu veya uyarıcı maddeler bakımından da bu değişikliklerin uygulanacağına yönelik düzenleme yapılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikler nelerdir?
7. Yargı Paketi ile TCK’nın 79. maddesinde düzenlenen “Göçmen kaçakçılığı” suçu için öngörülen yaptırım 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası iken; yapılan yeni düzenleme ile suçun cezası ‘5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası’ olarak değiştirilmiştir. Böylelikle cezanın alt sınırı 3 yıldan 5 yıla çıkarılmıştır.
TCK’nın 188. maddesinde düzenlenen “Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti” suçu bakımından öngörülen nitelikli halin kapsamı genişletilerek sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri ile amfetamin ve türevleri de nitelikli hale dâhil edilmiştir. Böylelikle; morfin, kokain gibi maddelerin yanı sıra, sayılan maddelerin de imal ve ticaretinde verilecek olan ceza yarı oranında artırılacaktır.
TCK’nın “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” başlıklı 191. maddesinin 2. fıkrasına eklenen hüküm neticesinde, cumhuriyet savcısı tarafından verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kolluk birimlerine de bildirilmesine karar verilmiştir. Ayrıca aynı maddenin 3. fıkrasına yapılan ekleme ile denetimli serbestlik süresinin uzatılabilmesine ilişkin Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne teklif yapabilme hakkı tanınmıştır. Yine aynı fıkraya eklenen hüküm ile ‘üçer aylık sürelerle toplamda bir yıl’ olan tedavi veya denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin uzatma süresi, altışar aylık sürelerle iki yıla çıkarılmıştır. Son olarak, aynı madde ile cumhuriyet savcısının, erteleme süresi devam ederken madde kullanmaya devam edip etmediğini kontrol amacıyla şüphelinin yılda en az iki defa ilgili kuruma sevkine karar vereceği düzenlenmiştir.
Ayrıca yine 7. Yargı Paketi ile 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’na eklenen “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullananlar Hakkında Uygulanacak Tedavi ve/veya Denetimli Serbestlik Tedbirlerine İlişkin Görevler” başlıklı 12/A maddesi, TCK m. 191’de düzenlenen denetimli serbestlik tedbirlerinin usul ve esaslarını hüküm altına almıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda yapılan değişiklikler nelerdir?
7. Yargı Paketi ile Avukatlık Kanunu’nun “Büro Edinme Zorunluluğu” başlıklı 43. maddesine eklenen fıkra ile avukatların büro kurma giderlerinin karşılanması için uygun kredi ve finansman desteği sağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Avukatlık Kanunu’nun “Baro Keseneği” başlıklı 65. maddesinde yapılan değişiklik ile avukatların, mesleğe başlamalarından itibaren ilk 5 yıl için baro aidatından muaf tutulması sağlanmıştır.
Avukatlık Kanunu’nun “Büronun Gelir ve Giderleri” başlıklı 180. maddesinin birinci fıkrasının a bendinde yapılan değişiklik ile adli yardım bürolarının Harçlar Kanunu kapsamında alınan harçlardan doğan gelir oranı yüzde ikiden yüzde üçe çıkarılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişiklik nedir?
7. Yargı Paketi ile Türk Medeni Kanunu’nun “Koruma Amacıyla Özgürlüğün Kısıtlanması” başlıklı 437. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde mahkemelerin, koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması talepli dosyalarda tahkikatın tamamlanmasını müteakip gecikmeksizin en geç iki gün içinde karar vereceği düzenlenmiştir.
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’da yapılandeğişiklik nedir?
7. Yargı Paketi ile Kanunun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik neticesinde; asliye ticaret mahkemelerinde tek hâkimle görülen, konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri 500 bin liradan 1 milyon liraya çıkarılmış ve söz konusu parasal sınırın her yıl yeniden değerleme oranında artırılacağı hüküm altına alınmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişiklikler nelerdir?
7. Yargı Paketi ile CMK’nın “Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi” başlıklı 139. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle ile -örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın- uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu bakımından görevlendirilen gizli soruşturmacının, hâkim kararı ile kamuya açık yerlerde ve işyerlerinde delil toplamak amacıyla ses veya görüntü kaydı yapabileceğine yönelik düzenleme yapılmıştır. Böylelikle gizli soruşturmacının delil toplamasının sınırları çizilmiş ve hâkim kararına bağlanmıştır. Şüphelinin/sanığın temel haklarına müdahale teşkil eden eylemler ile hukuka aykırı olarak delil toplanmasının önüne de bu sayede geçilmiş olacaktır.
CMK’nın “Sanığın Duruşmada Hazır Bulunmaması” başlıklı 193. maddesinin ikinci fıkrasının değiştirilmesi ile artık sanık hakkında, toplanan delillere göre davanın düşmesi, reddi ve durma kararları ile beraat kararı haricinde verilecek olan tüm kararlarda sanığın hazır bulunması şartı getirilmiştir. Böylelikle ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri kararlarının sanığın yokluğunda verilmesi artık mümkün olamayacaktır.
CMK’nın “Hükmün Açıklanması ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” başlıklı 231. maddesinin on ikinci fıkrasında yapılan değişiklik neticesinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz halinde itiraz merciine, karar ve hükmü sadece usul yönünden değil esastan da inceleme hak ve yükümlülüğü getirilmiştir. Böylelikle Anayasa Mahkemesi’nin 2021/121 Esas ve 2022/88 Karar sayılı kararı ile Anayasa’nın 40. maddesinde yer alan etkili başvuru hakkını ve belirlilik temel ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle iptal ettiği madde yeniden düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme sayesinde artık itiraz yoluyla üst merci tarafından incelenen dosyada, esasa ilişkin hukuka aykırılık tespit edildiği takdirde gerekçesi gösterilerek karar ve hükmün kaldırılması ve gereğinin yapılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesi sağlanacaktır.
CMK’nın “Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının İtiraz Yetkisi” başlıklı 308/A maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklik ile bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık aleyhine itiraz edilebilmesi için kararı etkileyecek nitelikte esaslı bir hatanın bulunması zorunlu kılınmıştır. Ayrıca bu itirazın sanık veya müdafinin dava dosyasında belirlenen son adreslerine tebliğ edileceği ve ilgililerin, tebliğden itibaren yedi gün içinde yazılı cevap verebileceği düzenlenmiştir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikler nelerdir?
7. Yargı Paketi ile Kanuna “Çocuğunun Hastalığı Nedeniyle Kadın Hükümlünün Cezasının İnfazının Ertelenmesi” başlıklı 16/A maddesi eklenmiş ve cezası infaz edilmekte olan kadın hükümlü için, engellilik hali veya ağır hastalığı mevcut çocuğu nedeniyle infaz ertelemesi imkânı getirilmiştir.
Kanunun “Hükümlünün Muayene ve Tedavi İstekleri” başlıklı 71. maddesine eklenen fıkra neticesinde, Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde yer alan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan hükümlü olanların tedavi ve rehabilitasyon programlarına katılması zorunlu kılınmış ve uygulamaya yönelik düzenlemeler getirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndayapılan değişiklikler nelerdir?
7. Yargı Paketi ile TTK’nın genel düzenleme niteliğindeki 4. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile basit yargılama usulüne ilişkin parasal sınır artırılarak 500 bin Türk Lirasından 1 milyon Türk Lirasına çıkarılmıştır. Böylelikle miktar ve değeri 1 milyon liranın altında kalan ticari uyuşmazlıklarda basit yargılama usulü uygulanacaktır.
TTK’nın “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklik ile konusu bir miktar para olan itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında dava şartı zorunlu arabuluculuk uygulaması getirilmiştir. Ancak anılan madde, 01.09.2023 tarihinde yürürlüğe girecektir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında ArabuluculukKanunu’ndayapılan değişiklikler nelerdir?
7. Yargı Paketi ile HUAK’ın “Arabuluculuğun Sona Ermesi” başlıklı 17. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen düzenleme ile arabuluculara, her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır olmayan tarafları bilgilendirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Kanuna eklenen 17/A maddesi ile milletlerarası sulh anlaşma belgelerinin icrası usulü düzenleme altına alınmıştır.
Kanuna eklenen 17/B maddesi ile taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulması veya taşınmazın devri uyuşmazlıkları, ihtiyari arabuluculuk kapsamına alınmıştır. Ancak anılan madde, 01.09.2023 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Kanunun “Tarafların Anlaşması” başlıklı 18. maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile ticari uyuşmazlıklarda taraf avukatları ve arabulucunun birlikte imzaladığı anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacaktır. Dolayısıyla ticari uyuşmazlıklar bakımından anlaşma belgesinin ilam niteliğinde belge sayılması için aranan tarafların imzası koşulu kaldırılmıştır.
Kanunun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesinin 7. fıkrasına eklenen cümle ile arabulucunun, avukatı bulunsa bile görevlendirme konusunda asıl tarafı da bilgilendireceği düzenlenmiştir.
Kanuna eklenen “Bazı uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/B maddesi ile ilamsız icra yoluyla tahliye haricindeki kira uyuşmazlıkları, ortaklığın giderilmesine dair uyuşmazlıklar, kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve komşu hakkıyla ilgili uyuşmazlıklar dava şartı olarak arabuluculuk kapsamına dâhil edilmiştir. Ancak anılan madde, 01.09.2023 tarihinde yürürlüğe girecektir.
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklik nedir?
7. Yargı Paketi ile Kanunun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile ilgili itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında zorunlu arabuluculuk dava şartı haline getirilmiştir. Ancak Geçici 1. Madde uyarınca bu madde hükmü, 01.09.2023 tarihi ve sonrasında açılacak davalar bakımından uygulanacaktır.
7. Yargı Paketi’nin tam metnine ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz: